
Yazarın Aynası: Edebiyat Söyleşileri
Yazarlar: Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ALTINOVA
Dr. Ayşe Bengisu AKDAĞ
Muhammed Münzevi
Bu kitap; romanlar, öyküler, piyesler ve şiirler yazan sanatçılarla yapılan sohbetlerden oluşuyor. Her yazar, kendine özgü bir dünyaya sahip ve yazarlar buradaki satırlarda bu dünyayı nasıl kurduklarını anlatıyor. Kimisi yazma ritüellerini, kimisi bir kelimenin peşinden nasıl gittiğini, kimisi ise edebiyatla kurduğu derin bağı samimi bir dille paylaşıyor. Kitap, 14’ü İncir Çekirdeği; 4’ü de Mahfel dergisinde yayımlanan söyleşilerden oluşmakta.
Okuyucular için bu kitap, sevdikleri yazarların dünyasına daha yakından bakma fırsatı sunuyor. Edebiyat tarihine ilgi duyanlar içinse, yazarların yazma serüvenlerini, edebi anlayışlarını ve eserlerinin ardındaki düşünsel temelleri keşfetme imkânı veriyor. Söyleşi türünün en büyük gücü belki de burada yatıyor: Yazarın sesi, doğrudan okuyucuya ulaşıyor, metinlerin gölgesinden değil, aracısız bir şekilde…

Kemâl Ümmî Kırk Armağan –
Hazırlayan: Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ALTINOVA- Öğr. Gör. Şule KANDEMİR
Kemâl Ümmî, Anadolu sahasının tekke tasavvuf edebiyatı çizgisinde ilerlemiş mutasavvıf bir şairdir. Şairin, Türkiye’deki kütüphanelerde otuzdan fazla yazması olan Dîvân’ının dışında müstakil olarak kaleme aldığı eserleri de bulunur. Bunlar Risâle-i Vefât, Risâle-i Îmân ile büyük çoğunluğu şairin Dîvân’ı içinde yer alan Kırk Armağan adlı mesnevileridir. Didaktik mesneviler içerisinde kabul edilebilecek olan bu mesnevilerde şair, dinleyen ve okuyan kesimi doğru yola yönlendirecek tavsiyelerde bulunur.
Çalışma, beş ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Kemâl Ümmî’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiş ve bu eserlerden Kırk Armağan üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde metin içerisinde yer alan Eski Anadolu Türkçesi özellikleri, metinden örneklerle açıklanmış ve metnin dil ve edebiyat incelemesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde Türkiye kütüphanelerinde tespit edilmiş üç nüshası esas alınarak oluşturulmuş tenkitli metin, günümüz okuyucularının daha rahat anlamasını sağlamak için nesre çevirileriyle verilmiştir. Dördüncü bölümde esere ilişkin notlar eklenerek tespit edilen noktalar okuyucunun dikkatine sunulmuş ve Kırk Armağan konusundaki görüş farklılıklarına yeni bir görüş eklenmiştir. Son olarak beşinci bölümde şiirdeki bağlama uygun anlamlar verilerek oluşturulmuş seçme sözlük hazırlanmış ve çalışma tamamlanmıştır.

1980 Sonrası Kadın Yazarların Romanlarında “Annelik” (Ürün ŞEN SÖNMEZ) Anneliğin yansıdığı önemli alanlardan biri olarak edebiyat, hem içinde şekillendiği devrin makbul annelik tanımlarını ve anneliğe dair genel kabullerini yansıtır, hem de bunların yeniden üretilmesine ya da dönüştürülmesine etki eder. Annelik bir sorunsal olarak kabul edildiğinde, odaklanılan eserlerin mevcut annelik kavramını kabul edip yeniden üretenler değil bu kavramı farklı açılardan irdeleyenler olması gerekmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de annelik kavramının kültürel bağlamda tartışılması kadın hareketinin yükselmesi ve kadın edebiyatının zenginleşmesi ile mümkün olmuştur. Annelik kavramının idealleştirilen, kutsallaştırılan, tek tipleştirilen bir kimliği değil deneyimlenen, insanca/kusurlu, özgül bir kimlik olarak anlatısal yansımalarını kadın yazarların üretimlerinde bulmak mümkündür. Özellikle 1980’den sonra, siyasi ve toplumsal atmosferin de etkisiyle, bireysel olanın edebî metnin merkezine yerleşmesi ve kadınların edebiyat kamusunda seslerinin, görünürlüklerinin artması mümkün olmuştur. Bu çalışmada daha derinlikli bulgulara ulaşabilmek adına 1980 ve sonrasında yayımlanan romanlar incelenmiştir.

Ashab-ı Kehf Hikâyesi (Songül Aydın Yağcıoğlu): Medeniyet dünyamızda hakkında en fazla eser kaleme alınan hikâyelerden bir olan Ashab-ı Kehf Hikâyesi Kehf Sûresinin 9. ile 26. âyetleri arasında yer almaktadır. Bu eser ise müellifi belli olmayan Ashab-ı Kehf’lerden biridir. Hikâye çok katmanlı bir okumaya muhatap olarak adeta karşıtlıklar içinde açılımlar kazanan derinlikler sunmakta.

Bâkî’nin Kendi Şiiri ve Şairliğine Dair Görüşleri: Bölüm Yazarı Songül Aydın Yağcıoğlu

Define (Mehmet Rauf): Günümüz Türkçesine Aktaran Ürün ŞEN SÖNMEZ

Ekolojik Kriz Nedenler, Tepkiler ve Adaptasyon: Bölüm Yazarı Ürün Şen Sönmez

Feminizm: Bölüm Yazarı Ürün Şen Sönmez

…

Kadınlar Hep Vardı: Bölüm Yazarı Ürün Şen Sönmez

Kan Damlası (Mehmet Rauf): Günümüz Türkçesine Çeviren Ürün Şen Sönmez

Hamzavî’nin İskendernâme’si Hakkında Bazı Tespitler: Bölüm Yazarı Songül Aydın Yağcıoğlu

Türk Romanında Kötülük (Ürün ŞEN SÖNMEZ): Kötülük kavramı ve kötülük problemi, insanı ve insanın en zengin üretimi olarak sanatı ve edebiyatı derinden etkilemiştir. Kötülüğün, insanın hem içinde hem dışında var olması kavramı derinleştirmekle birlikte, maruz kalan, irade eden ve uygulayan tarafın kimliği, kötülüğü aynı zamanda bir problem haline getirmiş; mesele antik çağdan itibaren tüm boyutları ile felsefi, dini, sosyolojik, psikolojik, siyasi, tarihi ve sanatsal boyutlarıyla tartışılmış, genişlemiş ve gelişmiştir.
Türk edebiyatında kötülüğün varlığının sorgulanmasına dair çalışmalara rağmen kapsamlı ve münferit bir çalışmanın yapılmamış olması; kötülük ve edebiyat bağlamında yapılacak bir çalışmayı ihtiyaç haline getirmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, bu ihtiyacın giderilmesine katkı sağlayabilmektir. Çalışma alanı olarak romanın seçilmesi, kötülük kavramının pek çok disiplin tarafından biçimlendirilmiş olması ve romanın pek çok bakımdan bu disiplinlerle diğer edebi türlere göre daha sıkı ilişkiler kurmuş olmasındandır. Türk romanında kötülükle ilgili daha önce bir çalışmanın yapılmamış olması sebebiyle, bu çalışmaya konu olan romanlar, Türk edebiyatında romanın başlangıcından itibaren seçilmiş; bütüncül bir algı sunabilmek amacıyla 1950 yılına kadar olan romanlar bu seçkiye dâhil edilmiştir. Romanın sosyal ve siyasal açılardan dönem yansımalarını sunması; niteliklerinin belirlenmesi noktasında ahlak ile ilişkilendirilen kötülük kavramının, yalnız kurgusal eserde değil Türk düşünce dünyasında ve toplumsal algısında da nasıl tanımlandığının ortaya koyulmasına katkı sağlayabilecektir.

Yeraltı Kliniği: Bölüm Yazarı Ürün Şen Sönmez

“Gülebilir Miyiz Dersin?” Tezer Özlü Kitabı, Haz. Feryal Saygılıgil ve Beyhan Uygun Aytemiz.

Narsisistik Yansımalar: Reşat Nuri Güntekin’in Romanlarında Aşk, Kimlik, Anadolu, Beyhan Uygun Aytemiz.
“Millî edebiyat”ın kurucularından biri olarak kabul edilen Reşat Nuri Güntekin’in “duygusal romanları”nın odağa alındığı bu incelemede yazarın Harabelerin Çiçeği, Gizli El, Çalıkuşu, Damga, Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi, Bir Kadın Düşmanı, Eski Hastalık ve Ateş Gecesi başlıklı romanları incelenmiştir. Aşk ve Anadolu coğrafyası bu romanların olmazsa olmaz bileşenleridir.
Güntekin’in incelemeye konu olan romanlarında ana karakterlerin kişilik özellikleri, tipik narsisistik örgütlenmeyle belirlenir. Yazar; benmerkezci, bencil ve sürekli olarak hayran olunma ihtiyacı duyan karakterler yaratma konusunda tutarlılık sergiler. Karakterlerin, çevrelerindeki hemen herkesle eşduyum kurma konusundaki yetersizlikleri, sağlıksız çocukluk deneyimlerinden ve yetersiz ebeveyn ilişkilerinden kaynaklanmaktadır. Kendiliğin romanlarda bu şekilde kurgulanması, aşk ve diğer kişisel ilişkilerinin yanı sıra, çoğu zaman bir “sürgün yeri” olarak betimlenen Anadolu’nun temsilini de biçimlendirir. Yapıtların ana karakterleri için aşk neredeyse imkânsız, Anadolu ise âdeta “çorak ülke”dir. Bununla birlikte, aşkın deneyimlenmesi konusunda kadın karakterler ile erkek karakterler özelinde önemli farklılıklar gözlemlenmektedir. Yazarın erkek karakterlerinin aksine kadın karakterleri âşık olma yetisine sahip değillerdir ve bu yapı romanların sonunda potansiyel âşıkların ayrılmasıyla sonuçlanır. Böylelikle, Reşat Nuri tipik “duygusal roman”ın geleneksel yapısını dönüştürür.

Kadınlar Hep Vardı:Bölüm Yazarı Beyhan Uygun Aytemiz

Feminizm: Bölüm Yazarı Beyhan Uygun Aytemiz

Ayaşlı ile Kiracıları (Memduh Şevket Esendal)
Yayıma Hazırlayan: Merve Köse
12 Mart – 21 Mayıs 1934 tarihleri arasında Vakit gazetesinde “M.Ş.” imzasıyla tefrika edilen ve yine Vakit Matbaası tarafından 1934 yılında aynı imzayla kitap olarak yayımlanan Ayaşlı ile Kiracıları, tefrika ve ilk basımı karşılaştırılarak yayıma hazırlanmıştır.

Seçme Öyküler (Memduh Şevket Esendal )
Derleme-Çeviriyazı: Merve Köse
Memduh Şevket Esendal’ın ilköyküsünden son öyküsüne kronolojik olarak bir seçki hazırlanmıştır. 1908-1951 yılları arasında yazmış olduğu hikâyelerindeki değişimi gözlemlemek, sanat anlayışının bir panoramasını vermek amaçlanmış, ilk öykülerinde gazete ve dergilerde Arap harfleriyle yayımlanmış hikayelerin transliterasyonu yapılarak seçkiye dahil edilmiştir.

Yayın Dr. Öğr. Üyesi Tuğba ÖZKAN’a aittir

Yayın Dr. Öğr. Üyesi Ali TAŞTEKİN’e aittir

Yayın Dr. Öğr. Üyesi Ali TAŞTEKİN’e aittir
WhatsApp Sohbet