fbpx

110. Yılında Çanakkale Zaferi

110. Yılında Çanakkale Zaferi

18.03.2025

Üniversitemizde 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle “110.Yılında Çanakkale Zaferi” etkinliği düzenlendi.

Üniversitemiz Tepekent Kemal Gözükara Yerleşkesi konferans salonunda düzenlenen anma törenine Üniversitemiz Mütevelli Heyet Başkanı Özgür Gözükara, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Ersin Göse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ergül Berber, Prof. Dr. Ali Güngör, Üniversitemiz Genel Sekreteri Doç. Dr. Zeynep Hatipoğlu, fakülte dekanları, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinlik, İletişim Ofisi’nin Çanakkale Zaferi’nin 110. yılına özel hazırladığı videonun izlenmesi ile devam etti. Törende konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Ersin Göse, Çanakkale Savaşı’nın sadece Türk tarihinde değil, dünya tarihinde de önemli bir yeri olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Ersin Göse; “Çanakkale Zaferi milletimizin bağımsızlık ve özgürlük uğruna verdiği en büyük mücadelelerden biri olup sadece Türk tarihinde değil dünya tarihine de yön vermiştir. Çanakkale, yalnızca bir savaşın değil, inancın, fedakarlığın, vatan sevgisinin ve dayanışmanın destanıdır. 1915 yılında dünyanın en güçlü ordularına karşı kahraman Mehmetçiklerimiz imkânsız denilen bir direnç göstermiş ve Çanakkale geçilmez sözünü tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Bu zafer milletimizin birlik ve beraberlik ruhunu en güçlü şekilde yansıttığı anlardan biri olmuştur. Başta ulu önder Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları olmak üzere vatanı için canını hiçe sayan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Onların kahramanlığı bizlere bağımsız bir ülke bırakmalarının yanı sıra bugünümüzü inşa etme sorumluluğunu da yüklemiştir. Çanakkale ruhu bizlere kararlılıkla çalışmayı, vatanımıza ve milletimize sahip çıkmayı birlik için hareket etmeyi öğretmiştir. Bu emanete sahip çıkmalı, ülkemizi bilimde, sanatta, ekonomide ve tüm alanlarda ileriye taşımak için var gücümüzle çalışmalıyız. Gençlerimizin bu bilinçle yetişmesi geleceğimizin teminatıdır. Çanakkale zaferi sadece bir askeri başarı değil aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşunun bir simgesidir.”

“Çanakkale’de Sadece Silahla Değil Salgın Hastalıklarla ve Psikolojik Travmalarla da Savaş Vardı”

Çanakkale Savaşlarında Sağlık Hizmetleri hakkında önemli bilgiler veren Üniversitemiz Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Enver Duran, Çanakkale Savaş’ının tarihi sürecinden bahsederek Çanakkale Zaferi’nin büyük fedakarlıklarla elde edildiğini vurguladı. Konuşmasında zaman zaman duygusal anlar yaşayan Duran, harp hekimliğinin farklı bir alan olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Enver Duran; “110 sene önce bizim burada oturmamızı sağlayanların neler yaptığını görmek ve anlama fırsatı bulduk. Çanakkale Harbi o devirde daha doğrusu 20. Yüzyılın başında bir dünya harbidir. Tabii ki kuvvetli bir ordunun karşısında eldeki imkanlarla, inançla, imanla savaşan bir ordunun sağlık hizmeti de çok ama çok önemlidir. Çünkü savaşlarda silahlardan çok hastalıklarla da insan kaybedilmektedir. Çanakkale Savaşı’nda askerlerin yanında sadece “Harp Paketi” vardı. Harp paketi deyince aklınıza fazla şeyler gelmesin. Bir sargı bezi, kanamayı durduracak sıhhi gereçler vardı. Asker yaralandıktan sonra hemen yaralı yuvalarına getiriliyor. Gelen yaralıların ayrılması, yaralılara ilk yardım yapıldıktan sonra daha geriye alınması, ameliyat gibi girişim isteyen yaralılarından da cephe gerisindeki hastanelere sevki büyük önem kazanmaktadır. Triaj çok önemli. Eğer bunu hızlı ve zamanında yapamazsanız yaranın yaratmış olduğu sakatlıklar ve ölüm sayısı artacaktır. Yaralanmaların çoğu; baş, göğüs, kol ve bacakta olmakta, yaralanmaların çoğu o günkü şartlarda bomba, şarapnel ve piyade mermilerinden meydana gelmektedir. Süngü yaralarına ise çok az rastlanmaktadır. Daha ileri tedavi gerektiren hastalar ise mühimmat gemileri ile çevredeki hastanelere nakledildi. Çanakkale’de ilk yardımı alan askerler iyileştikten sonra tekrar cepheye gönderilirdi.

“Kurşun Geldiğinde Enfeksiyonlar Beraber Geliyordu”

Tabi psikolojik sorunlar, açlık, soğuk, uykusuzluk aşırı yorgunluk askerlerin psikolojik sarsıntı geçirmesine neden oluyordu. Olaylar sadece mekanik değil, psikolojikti. Cephede aynı zamanda sıtma, tifüs, dizanteri gibi vakalarla da mücadele ediliyordu. Yani bir harbin getirdiği mekanik yaralanmaların yanında birde hastalıkların getirdiği olaylarla mücadele edildi. Savaş yaraları, bir sahada değil, cephedesiniz, siperdesiniz, toz toprak içindesiniz. Kurşun geldiğinde enfeksiyonla beraber geliyordu. Kangrende arkasından geliyordu. Harp cerrahisinin yaralanmaları sivil yaralanmalarından oldukça farklıdır. Farklı bir girişim, farklı bir eğitim ister. Çok uzun gecikmelerle ağır yaralılar hastaneye ulaşmadan önce hayatını kaybederler ve cerrahlar zamanının çoğu hayatta kalanların septik komplikasyonlarıyla uğraşarak geçirirler. Karadaki muharebelerin uzayacağı kesinleşince sistem ona göre tanzim edildi. Hastaneler çoğaltıldı. Halk kendi evlerini, yatağını nesi varsa yaralı askerler için vermişti.”

Konuşmasında Kızılay’ın kurulma süreci hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Enver Duran, Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı dönemde tıbbiyenin mezun veremediğini ve tıbbiye öğrencilerinin şehit olduğunu sözlerine ekledi.

Arel USAM, Üniversitemiz Girişimcilik Liderlik ve İletişim Ofisi iş birliği ile düzenlenen tören, Üniversitemiz öğrencileri tarafından düzenlenen şiir dinletisinin ardından sona erdi.